II.Selim Dönemi Yapılan Fetihler
SAKIZ ADASININ FETHİ
Denizlerde büyük bir güç olan Osmanlılar Akdeniz adalarının önemli
kısmını almışlardı. Cenevizlilerin elinde olan Sakız ise alınmamış, bir
miktar vergi ile yapılan ticari antlaşmayla kontrol altında tutulmuştu.
Sakız adası Ege denizinde önemli ticari depo vazifesi görüyordu.
Kapitülasyonu olamayan devletler de mallarını Sakız'a getiriyor ve
buradan Venedik, Ceneviz, Dubrovnik, tüccarı vasıtasıyla Osmanlı
limanlarına taşıyorlardı.Adadaki Cenevizliler vergilerini düzenli
ödemiyor, fırsat buldukça Osmanlı kuvvetlerine saldırıyorlardı. Bu durum
karşısında Piyale Paşa komutasında gönderilen bir donanma burayı
fethetti. Piyale Paşa vezirliğe atandı (1568).
ENDONEZYA SEFERİ
Deniz seferleri devam ediyordu. Endonezya'daki Müslüman Açe Devleti'ne
yardım etmek için, Hızır Hayreddin komutasında 15-20 parçalık bir kuvvet
gönderildi. Böylece Osmanlı hakimiyeti ve gücü Uzakdoğuya kadar uzanmış
oluyordu (1569).
YEMEN SEFERİ
Kanuni zamanında başlayan Hint okyanusundaki mücadeleler Sultan İkinci
Selim zamanında da devam etti. Yemen, çıkan ayaklanma üzerine sefer
düzenlendi. Orada çıkan ayaklanma bastırıldı (1570).
KIBRIS'IN FETHİ
Kıbrıs Venediklilerin elinde bulunmaktaydı. Mısır'ın alınmasından sonra
Memluklülere vergi veren Kıbrıs, Osmanlılara vergi vermeye başlamıştı.
Ekonomik, stratejik ve coğrafi yönden çok önemli olan Kıbrıs seferinin
kolay olacağı düşüncesiyle Lala Mustafa Paşa Kıbrıs Seferine taraftar
olurken, Sokullu Mehmed Paşa ise yeni bir Haçlı Seferine yol açacağı
endişesiyle Kıbrıs'ın fethine muhalif kalmıştı.
1570 yılının Ekim ayında Kıbrıs'taki irili ufaklı tüm şehirler alınmış,
Kıbrıs'ın başkenti durumundaki Lefkoşe Osmanlıların eline geçmişti.
Ancak Kıbrıs'ın en önemli kentlerinden olan Magosa henüz alınamamıştı.
Lala Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri yardımcı birliklerin
de gelmesiyle, Magosa kalesini karadan ve denizden kuşatmaya başladı.
Yaklaşık bir yıl süren kuşatmadan sonra Magosa da teslim olmak zorunda
kaldı (4 Ağustos 1571). Adaya Türkler yerleştirildi
KIBRIS'IN FETHİ
Kıbrıs Venediklilerin elinde bulunmaktaydı. Mısır'ın alınmasından sonra
Memluklülere vergi veren Kıbrıs, Osmanlılara vergi vermeye başlamıştı.
Ekonomik, stratejik ve coğrafi yönden çok önemli olan Kıbrıs seferinin
kolay olacağı düşüncesiyle Lala Mustafa Paşa Kıbrıs Seferine taraftar
olurken, Sokullu Mehmed Paşa ise yeni bir Haçlı Seferine yol açacağı
endişesiyle Kıbrıs'ın fethine muhalif kalmıştı.
1570 yılının Ekim ayında Kıbrıs'taki irili ufaklı tüm şehirler alınmış,
Kıbrıs'ın başkenti durumundaki Lefkoşe Osmanlıların eline geçmişti.
Ancak Kıbrıs'ın en önemli kentlerinden olan Magosa henüz alınamamıştı.
Lala Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri yardımcı birliklerin
de gelmesiyle, Magosa kalesini karadan ve denizden kuşatmaya başladı.
Yaklaşık bir yıl süren kuşatmadan sonra Magosa da teslim olmak zorunda
kaldı (4 Ağustos 1571). Adaya Türkler yerleştirildi
İNEBAHTI SAVAŞI
Kıbrıs'ın alınması Avrupa'da bir Haçlı donanmasının hazırlanmasına neden
oldu. Don Juan komutasındaki Haçlı donanmasında Venedik, İspanya,
Malta, Papalık ve diğer İtalya hükümetlerine ait gemiler bulunuyordu.
Osmanlı Donanmasının değerli komutanları Pertev Paşa ve Uluç Ali Paşa bu
karşılaşma sırasında savunma yapılmasını istedilerse de Kaptan-ı Derya
Ali Paşa saldırıda bulunulmasını istedi.
İki donanma Mora'nın kuzey, Orta-Yunanistan ile Karlıeli'nin güney
kapılarında bulunan İnebahtı körfezinde karşılaştı (7 Ekim 1571).
Şiddetli çarpışmalardan sonra Kaptan-ı Derya Ali Paşa ve
beraberindekiler şehit düştü.
Osmanlı donanması beklemediği bir darbe aldı ve çok sayıda gemisi
batırıldı. Savaşta büyük başarılar göstererek gemilerini kurtarmayı
başaran Uluç Ali Paşa Sokullu Mehmed Paşa tarafından, Kaptan-ı Deryalığa
getirildi.
Sokullu Mehmed Paşa yeni bir donanma hazırlamasını istedi. Bunun için
çok sayıda malzemeye ihtiyaç olduğunu kısa süre içinde böyle bir
donanmanın hazırlanmasının zor olduğunu söyleyen Uluç Ali Paşa'ya
Sokullu; "Bütün donanmanın demirlerini gümüşten, halatlarını ibrişimden,
yelkenlerini atlastan yapabiliriz. Hangi geminin malzemesi yetişmezse
gel benden al." demesi Osmanlı Devletinin o dönemdeki gücünü göstermesi
açısından önemlidir.
Sokullu Mehmed Paşa gönderilen Venedik elçisine İnebahtı Deniz Savaşıyla
ilgili olarak
"Biz Kıbrıs'ı almakla sizin kolunuzu kestik, siz İnebahtı'nda bizi
yenmekle, sakalımızı traş ettiniz. Kesilen kolun yerine yenisi gelmez,
fakat kesilen sakalın yerine daha gür çıkar."
Bununla beraber İnebahtı faciasından sonra kaybedilen binlerce denizciyi
yerrine getirmek kolay olmamış ve tecrübesiz, leventlerden teşkil
edilen yeni donanma Osmanlı'ya Akdeniz'de eski kudretini
kazandıramamıştır. Artık Avrupa siyasetini yönlendirecek ve ticaret
yollarını hakimiyet altına alacak Hint Seferleri gibi büyük projelere de
TUNUS'UN ALINMASI
Osmanlılar Uluç Ali Paşa komutasındaki yeni hazırlanmış donanma ile
Akdeniz'e indi. Venedikliler barış istediler. Ayrıca Tunus kıyılarında
bazı bölgeler fethedildi (1574).
KANAL PROJELERİ
Astrahan'ı Türklerden alan Rusların amacı güneye doğru inmekti. Osmanlı
Devleti 13 yıl sonra Astırhan'a sefer düzenlemeye karar verdi. Bu
seferle beraber Don ve Volga nehirlerinin birleştirilmesi de düşünüldü.
Bu sayede Karadeniz ve Hazar birbirine bağlanacak Osmanlılar Asya
içlerine hakim olabileceklerdi. İran tehlikesi ortadan kalkacak Rusların
güneye inme hayalleri ortadan kalkacaktı.
Kanal açılma işi Defterdar Kasım Bey'e verilmişti. Kanal'ın üçte biri
tamamlanmış olmasına rağmen Kırım Hanının kışın çok uzun ve soğuk
olacağı yönündeki olumsuz propagandaları asker ve işçiler üzerinde
olumsuz etkiler bıraktı. Kışın gelmesiyle proje yarım kaldı ve bir daha
devam edilmedi.
Süveyş kanalının açılması düşüncesi de yine Sultan İkinci Selim
zamanında gündeme geldi. Mısır Beylerbeyinin konuyla ilgili sunduğu
proje Sokullu Mehmed Paşa'nın bu konuya yeterince önem vermemesi
yüzünden ortadan kalktı
SAKIZ ADASININ FETHİ
Denizlerde büyük bir güç olan Osmanlılar Akdeniz adalarının önemli
kısmını almışlardı. Cenevizlilerin elinde olan Sakız ise alınmamış, bir
miktar vergi ile yapılan ticari antlaşmayla kontrol altında tutulmuştu.
Sakız adası Ege denizinde önemli ticari depo vazifesi görüyordu.
Kapitülasyonu olamayan devletler de mallarını Sakız'a getiriyor ve
buradan Venedik, Ceneviz, Dubrovnik, tüccarı vasıtasıyla Osmanlı
limanlarına taşıyorlardı.Adadaki Cenevizliler vergilerini düzenli
ödemiyor, fırsat buldukça Osmanlı kuvvetlerine saldırıyorlardı. Bu durum
karşısında Piyale Paşa komutasında gönderilen bir donanma burayı
fethetti. Piyale Paşa vezirliğe atandı (1568).
ENDONEZYA SEFERİ
Deniz seferleri devam ediyordu. Endonezya'daki Müslüman Açe Devleti'ne
yardım etmek için, Hızır Hayreddin komutasında 15-20 parçalık bir kuvvet
gönderildi. Böylece Osmanlı hakimiyeti ve gücü Uzakdoğuya kadar uzanmış
oluyordu (1569).
YEMEN SEFERİ
Kanuni zamanında başlayan Hint okyanusundaki mücadeleler Sultan İkinci
Selim zamanında da devam etti. Yemen, çıkan ayaklanma üzerine sefer
düzenlendi. Orada çıkan ayaklanma bastırıldı (1570).
KIBRIS'IN FETHİ
Kıbrıs Venediklilerin elinde bulunmaktaydı. Mısır'ın alınmasından sonra
Memluklülere vergi veren Kıbrıs, Osmanlılara vergi vermeye başlamıştı.
Ekonomik, stratejik ve coğrafi yönden çok önemli olan Kıbrıs seferinin
kolay olacağı düşüncesiyle Lala Mustafa Paşa Kıbrıs Seferine taraftar
olurken, Sokullu Mehmed Paşa ise yeni bir Haçlı Seferine yol açacağı
endişesiyle Kıbrıs'ın fethine muhalif kalmıştı.
1570 yılının Ekim ayında Kıbrıs'taki irili ufaklı tüm şehirler alınmış,
Kıbrıs'ın başkenti durumundaki Lefkoşe Osmanlıların eline geçmişti.
Ancak Kıbrıs'ın en önemli kentlerinden olan Magosa henüz alınamamıştı.
Lala Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri yardımcı birliklerin
de gelmesiyle, Magosa kalesini karadan ve denizden kuşatmaya başladı.
Yaklaşık bir yıl süren kuşatmadan sonra Magosa da teslim olmak zorunda
kaldı (4 Ağustos 1571). Adaya Türkler yerleştirildi
KIBRIS'IN FETHİ
Kıbrıs Venediklilerin elinde bulunmaktaydı. Mısır'ın alınmasından sonra
Memluklülere vergi veren Kıbrıs, Osmanlılara vergi vermeye başlamıştı.
Ekonomik, stratejik ve coğrafi yönden çok önemli olan Kıbrıs seferinin
kolay olacağı düşüncesiyle Lala Mustafa Paşa Kıbrıs Seferine taraftar
olurken, Sokullu Mehmed Paşa ise yeni bir Haçlı Seferine yol açacağı
endişesiyle Kıbrıs'ın fethine muhalif kalmıştı.
1570 yılının Ekim ayında Kıbrıs'taki irili ufaklı tüm şehirler alınmış,
Kıbrıs'ın başkenti durumundaki Lefkoşe Osmanlıların eline geçmişti.
Ancak Kıbrıs'ın en önemli kentlerinden olan Magosa henüz alınamamıştı.
Lala Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri yardımcı birliklerin
de gelmesiyle, Magosa kalesini karadan ve denizden kuşatmaya başladı.
Yaklaşık bir yıl süren kuşatmadan sonra Magosa da teslim olmak zorunda
kaldı (4 Ağustos 1571). Adaya Türkler yerleştirildi
İNEBAHTI SAVAŞI
Kıbrıs'ın alınması Avrupa'da bir Haçlı donanmasının hazırlanmasına neden
oldu. Don Juan komutasındaki Haçlı donanmasında Venedik, İspanya,
Malta, Papalık ve diğer İtalya hükümetlerine ait gemiler bulunuyordu.
Osmanlı Donanmasının değerli komutanları Pertev Paşa ve Uluç Ali Paşa bu
karşılaşma sırasında savunma yapılmasını istedilerse de Kaptan-ı Derya
Ali Paşa saldırıda bulunulmasını istedi.
İki donanma Mora'nın kuzey, Orta-Yunanistan ile Karlıeli'nin güney
kapılarında bulunan İnebahtı körfezinde karşılaştı (7 Ekim 1571).
Şiddetli çarpışmalardan sonra Kaptan-ı Derya Ali Paşa ve
beraberindekiler şehit düştü.
Osmanlı donanması beklemediği bir darbe aldı ve çok sayıda gemisi
batırıldı. Savaşta büyük başarılar göstererek gemilerini kurtarmayı
başaran Uluç Ali Paşa Sokullu Mehmed Paşa tarafından, Kaptan-ı Deryalığa
getirildi.
Sokullu Mehmed Paşa yeni bir donanma hazırlamasını istedi. Bunun için
çok sayıda malzemeye ihtiyaç olduğunu kısa süre içinde böyle bir
donanmanın hazırlanmasının zor olduğunu söyleyen Uluç Ali Paşa'ya
Sokullu; "Bütün donanmanın demirlerini gümüşten, halatlarını ibrişimden,
yelkenlerini atlastan yapabiliriz. Hangi geminin malzemesi yetişmezse
gel benden al." demesi Osmanlı Devletinin o dönemdeki gücünü göstermesi
açısından önemlidir.
Sokullu Mehmed Paşa gönderilen Venedik elçisine İnebahtı Deniz Savaşıyla
ilgili olarak
"Biz Kıbrıs'ı almakla sizin kolunuzu kestik, siz İnebahtı'nda bizi
yenmekle, sakalımızı traş ettiniz. Kesilen kolun yerine yenisi gelmez,
fakat kesilen sakalın yerine daha gür çıkar."
Bununla beraber İnebahtı faciasından sonra kaybedilen binlerce denizciyi
yerrine getirmek kolay olmamış ve tecrübesiz, leventlerden teşkil
edilen yeni donanma Osmanlı'ya Akdeniz'de eski kudretini
kazandıramamıştır. Artık Avrupa siyasetini yönlendirecek ve ticaret
yollarını hakimiyet altına alacak Hint Seferleri gibi büyük projelere de
TUNUS'UN ALINMASI
Osmanlılar Uluç Ali Paşa komutasındaki yeni hazırlanmış donanma ile
Akdeniz'e indi. Venedikliler barış istediler. Ayrıca Tunus kıyılarında
bazı bölgeler fethedildi (1574).
KANAL PROJELERİ
Astrahan'ı Türklerden alan Rusların amacı güneye doğru inmekti. Osmanlı
Devleti 13 yıl sonra Astırhan'a sefer düzenlemeye karar verdi. Bu
seferle beraber Don ve Volga nehirlerinin birleştirilmesi de düşünüldü.
Bu sayede Karadeniz ve Hazar birbirine bağlanacak Osmanlılar Asya
içlerine hakim olabileceklerdi. İran tehlikesi ortadan kalkacak Rusların
güneye inme hayalleri ortadan kalkacaktı.
Kanal açılma işi Defterdar Kasım Bey'e verilmişti. Kanal'ın üçte biri
tamamlanmış olmasına rağmen Kırım Hanının kışın çok uzun ve soğuk
olacağı yönündeki olumsuz propagandaları asker ve işçiler üzerinde
olumsuz etkiler bıraktı. Kışın gelmesiyle proje yarım kaldı ve bir daha
devam edilmedi.
Süveyş kanalının açılması düşüncesi de yine Sultan İkinci Selim
zamanında gündeme geldi. Mısır Beylerbeyinin konuyla ilgili sunduğu
proje Sokullu Mehmed Paşa'nın bu konuya yeterince önem vermemesi
yüzünden ortadan kalktı