WEP ARISI SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ



Join the forum, it's quick and easy

WEP ARISI SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ

WEP ARISI SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
WEP ARISI SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ

***Wep Arısı Arı Bir Sitedir. Wep Arısı Gerçek Düşünçeyi Yansıtan Sitedir***


    VEDA HUTBESI

    Beautiful
    Beautiful


    Mesaj Sayısı : 151
    Points : 63083
    Reputation : 7
    Kayıt tarihi : 07/12/12
    Yaş : 44

    VEDA HUTBESI Empty VEDA HUTBESI

    Mesaj tarafından Beautiful C.tesi 01 Haz. 2013, 03:43

    VEDA HUTBESI Calig22
    VEDA HUTBESI




    Hz. Peygamber'in, hicri 10. yilda yaptigi Veda Hacci'nda sayilari yüz
    on dört bini bulan haciya hitaben irad ettigi hutbe. Peygamber (s.a.s) bu
    son hutbesinde, bundan sonra bir daha haccedemeyecegini bildirip vefatinin
    yaklastigini ima ettigi, sonraki gelen günler de onun bu sözlerini
    dogruladigi için bu hacca Veda Hacci, bu hac esnasinda irad ettigi
    hutbeye de Veda Hutbesi adi verildi. Veda Hutbesi her ne kadar tek bir hutbe
    imis gibi kabul edilmekteyse de, gerçekte bu hutbe, Arafat ta, Mina da ve
    bir gün sonra yine Mina'da olmak üzere arafe günü ile
    bayramin birinci ve ikinci günlerinde parça parça irad
    edilmistir (Tecrid-i Sarih, Terc. X, 396). Degisik yer ve zamanda irada
    buyuruldugu için de hutbe, birçok kisi tarafindan birbirinden farh
    sekillerde rivâyet edilmis; kisinin ya da grubun duydugunu digerleri
    isitmediginden, hutbenin tamaminin biraya toplanmasinda bu farkli rivâyetlerden
    yararlanilmis ve daha sonraki yillarda bu üç ayn yer ve zamanda
    buyurulan hutbe tek bir hutbe olarak biraraya getirilmistir.

    Rasûlüllah'in bu son haccindan bir yil önce nâzil olan
    Tevbe sûresinde, müsriklerin pis oldugu ve bu yildan sonra Mescid-i
    Haram'a yaklasmamalari (et-Tevbe, 9/28) emredildigi için, Veda Hacci'nda
    Mekke'de sadece Müslümanlar vardi, hutbeyi de yalnizca Müslümanlar
    dinlemisti. Zaten Mekke'in fethinden sonra müsriklerin sayisi parmakla
    sayilacak kadar azalmisti. Rasûlüllah, Medine'den kendisiyle birlikte
    yola çikan yüzbin civarindaki ashâbiyla Mekke'ye haccetmek için
    geldiklerinde bir yil önceki uyari sebebiyle Mekke'de müsrik
    kalmamisti; çogunluk Müslüman olurken Mekke'yi terkedenler de
    vardi. Rasûlüllah, haccin bütün erkâmin bizzat
    kendisi yaparak Müslümanlara ögretmis, Islâm'in hac
    konusundaki emirleri de böylece tamamlanmisti. Islâm'in
    tamamlandigini bildiren bazi âyetler de bu Veda Hacci'nda nâzil
    oldu.

    Cahiliye döneminde disaridan gelen hacilar Arafat'ta vakfeye dururken,
    Kureys esrafi diger insanlardan üstün olduklarini belli edercesine
    Arafat yerine Müzdelife'de vakfeye dururlardi. Rasûlüllah
    cahiliye döneminin bu sinif üstünlügüne dayali âdetini
    ortadan kaldirdi ve bütün hacilar gibi Arafat'ta vakfeye durdu. Rasûlüllah'a
    orada bu dinin tamamlandigi su âyet-i kerimeyle müjdelendi: "Ey
    Mü'minler, su küfreden müsrikler bugün dininizi söndürmekten
    ümidlerini kesmislerdir. Artik bundan böyle onlardan korkmayiniz;
    ancak benden korkunuz. Bugün dininizi kemale erdirdim; ve size ihsan
    ettigim nimetimi tamamladim. Din olarak da size Islâm'i seçtim"(el-Mâide,
    5/3). Dinin kemale erdirilmesine bütün Müslümanlar
    sevinirken yalnizca Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer, bunun, Hz.
    Peygamber'in vefatinin yaklastigina delalet ettigini anlamislar ve gözlerinden
    yaslar akmisti. Gerçekten de bundan sonra Rasûlüllah seksen
    iki gün yasamis ve vefat etmistir.

    Arafat'ta yüz binin üzerindeki haciya hitaben bir hutbe irad eden
    Rasûlüllah sesinin bütün hacilar tarafindan isitilmesi için
    belli mesafelerde gür sesli sahabilerden bazilarini görevlendirdi.
    Rasulüllah'in sözlerini tekrar eden bu kisiler hutbenin bütün
    hacilar tarafindan duyulmasini sagliyorlardi. Devesi Kusva'nin sirtinda oldugu
    halde Rasûlüllah su hutbeyi irac etti:

    "Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki
    bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha bulusamayacagim. Ey
    Insanlar bu günleriniz nasil mukaddes bir gün ise, bu aylariniz nasil
    mukaddes bir ay ise, bu sehriniz nasil mübarek bir sehir ise; canlariniz,
    mallariniz, irzlariniz da öyle mukaddestir, her türlü saldiridan
    emindir. Ashabim! Yarin Rabbinize kavusacaksiniz ve bugünkü her hal ve
    hareketinizden sorulacaksiniz. Sakin benden sonra eski dalâletlere dönüp
    birbirinizin boynunu vurmayin. Bu vasiyetimi burada bulunanlar bulunmayanlara
    bildirsin Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunup da isitenden daha iyi
    anlayarak muhafaza etmis olur.

    Ey ashabim! Kimin yaninda bir emanet varsa onu sahibine versin. Fa izin her çesidi
    kaldirilmistir, ayagimiz altindadir. Lakin borcunuzun aslin vermek gerekir. Ne
    zulmediniz ne de zulme ugrayiniz. Allah'in emriyle faizcilik artik yasaktir.
    Cahiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü
    ayagimin altindadir. Ilk kaldirdigim faiz de Abdulmuttalib'in oglu (amcam)
    Abbas'in faizidir.

    Ashabim! Cahiliyet devrinde güdülen kan davalari da tamamen
    ortadan kaldirilmistir,' ilk kaldirdigim kan davasi da Abdulmuttalib'in torunu
    (yegenim) Rebîa'nin kan davasidir.

    Ey Insanlar! Bugün seytan sizin su topraklarinizda yeniden nüfuz
    ve saltanat gücünü ebedi surette kaybetmistir. Fakat bu
    kaldirdigim seyler haricinde küçük gördügünüz
    islerde de ona uyarsaniz bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için
    bunlardan sakininiz.

    Ey Insanlar! Kadinlarin haklarina riayet etmenizi ve bu hususta Allah' tan
    korkmanizi tavsiye ederim. Siz kadinlari Allah'in emaneti olarak aldiniz. Ve
    onlarin namuslarini ve ismetlerini Allah adina söz vererek helal edindiniz.
    Sizin kadinlar üzerindeki hakkiniz; onlarin, aile serefini koru mallari ve
    evlerinizi sizin hoslanmadiginiz hiç kimseye açmamalari, çignenmemeleridir.
    Eger onlar, razi olmadiginiz herhangi bir kimseyi evinize alirlarsa onlari hafif
    bir sekilde dövebilir, azarlayabilirsiniz. Kadilarin da sizin üzerinizdeki
    haklari; örfe göre her türlü giyim ve yiyeceklerini temin
    etmenizdir. Ey mü'minler, size bir emanet birakiyorum ki siz ona simsiki
    sarildikça yolunuzu hiçbir zaman sasirmazsiniz. O emanet Allah'in
    kitabi Kur'ândir.

    Ey mü'minler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi muhafaza
    ediniz. Müslüman müslümanin kardesidir ve bütün Müslümanlar
    kardestir. Din kardesinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz, baskasina
    helal degildir. Ancak gönül hosluguyla verilen baska. Ashabim!
    Nefsinize de zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakki vardir:

    Ey insanlar! Cenab-i Hak her hak sahibine hakkini vermistir. Varis için
    vasiyete gerek yoktur. Çocuk kimin döseginde dogmussa ona aittir.
    Zinakâr için mahrumiyet cezasi vardir. Babasindan baskasina nesep
    iddia eden soysuz yahut efendisinden baskasina uymaya kalkan nankör,
    Allah'in gazabina, meleklerin lanetine ve bütün Müslümanlarin
    düsmanligina ugrasin. Cenab-i Hak bu insanlarin ne tevbelerini ne de
    sehadetlerini kabul eder."

    Rasûlüllah sözlerinin burasinda dinleyenlere sordu: "Ey
    insanlar! Yarin beni sizden soracaklar. Ne dersiniz?" Ashab-i Kiram cevap
    verdi:

    "Allah'in risâletini teblig ettin; risalet görevini yerine
    getirdin, bize vasiyyet ve nasihatte bulundun diye sehadet ederiz." Rasûlullah
    sehadet parmagini göge kaldirarak üç kez "Sahit o! ya Rab!
    Sahit o! ya Rab! Sahit ol ya Rab!" buyurarak Arafat'taki hutbesini bitirdi.

    Hz. Peygamber günes batincaya kadar vakfede durdu. Tam buradan inmeye
    karar verecegi bir anda yukarida zikredilen Mâide sûresinin üçüncü
    âyeti nazil oldu. Daha sonra devesine binen Rasûlüllah yavas
    adimlarla Arafat'tan inerek Müzdelife'ye geldi. Burada bir ezan iki kamet
    ile aksam ve yatsi namazlarini birlestirerek kildi. Ve istirahata çekildi.
    Sabah olunca cemaatle birlikte sabah namazini kaldi ve ortalik iyice agardiktan
    sonra Müzdelife'den Cemretü'l Akabe mevkiine geldi. Seytan taslamadan
    sonra Mina'ya geçen Rasûlüllah burada da Veda Hutbesi'nin
    diger bölümünü irad etti. Allah'a hamdü senadan sonra
    devamla:

    "Ey insanlar! Sizi Allah'in kitabina baglayan peygamberinizin sözlerini
    iyi dinleyiniz, ona itaat ediniz. Hac ibadetinizin bütün hareketlerini
    benden gördügünüz gibi ifa ediniz. Öyle saniyorum ki,
    ben bu seneden sonra bir daha haccedemem. " Rasûlüllah bundan
    sonra halkla sorulu cevapli sürdürdügü hutbesini: "Ey
    insanlar! Aylarin yerini degistirerek geri birakmak inkârda asiri
    gitmektir. Kafirler böyle yapmakla dogru yoldan saptilar. Allah'in haram
    kildigi aylarin sayisini uygun yapmak için, bir yil haram ayini helal,
    diger yil onu haram sayarlar. Böylece Allah'in haram kildigini helal kabul
    ederler. Zaman, Allah'in gökleri ve yeri yarattigi gün gibi ayni
    duruma döndü. Allah'in katinda aylarin sayisi on ikidir. Bunlarin dördü
    mukaddes (haram) aylardir ki üçü arka arkaya gelen Zilkade,
    Zilhicce ve Muharrem, dördüncüsü de Cemaziyelahir ile
    Saban'in arasindaki Receb'tir. Ey mü'minler! Bu ay hangi aydir?"-Allah
    ve Rasûlü daha iyi bilir."-Zilhicce ayi degil midir?"-Evet
    Zilhiccedir."-Bu içinde bulundugumuz belde hangi beldedir?"-Allah
    ve Rasûlü daha iyi bilir.-Mekke Sehri degil midir?"-Evet
    Mekke'dir."-Bugün hangi gündür?

    -Allah ve Rasûlü daha iyi bilir."Yevmü'nnahr (kurban
    kesme günü) degil midir?"-Evet yevmünahr'dir. Bu diyalogdan
    sonra Rasûlüllah sahabelere dönerek "Su halde iyi bilin ki;
    bu sehrinizde, bu beldenizde, bu gününüzün mukaddes (haram)
    oldugu gibi birbirinize kanlarinizi dökmek, mallarinizi haksiz yere olmak,
    namuslarinizi kirletmek de haramdir, her türlü saldiridan masumdur.
    Muhakkak ki, siz Rabbinize kavusacaksiniz, o zaman bütün bu islerden
    sorulacaksiniz. Ey Insanlar! Aklinizi basiniza alinda benden sonra birbirinizin
    boynunu vuracak sekilde dalâlete, vahsete düserek cahiliye devrine dönmeyin.
    Ey insanlar! Bu nasihatlerime kulak verip bunlari burada hazir bulunanlariniz
    burada bulunmayanlara teblig etsin. Olabilir ki, kendisine tebligi edilen kimse
    burada bulunup isiten bir kisim kimseden daha iyi anlayip bellemis olur"
    ardindan Rasûlüllah iki kez:"- Teblig ettim mi?"
    buyurdu.Sahabîler:-Evet ettin, deyince O;"Sahit ol ya Rab!" dedi
    ve tekrar hatirlatti: "Burada bulunanlar bulunmayanlara teblig etsin. "

    Rasulüllah Mina'daki bu hutbesinden sonra kurban kesim yerine gelerek önceden
    hazirlanan yüz devenin altmis üçünü bizzat kendi
    kurban etti digerlerini de Hz. Ali kestikten sonra her deveden birer parça
    et alinarak pisirilip yenildi. Daha sonra tras olan Hz. Peygamber ihramdan çikti
    ve Kabe'yi tavaf etti. Ögle namazini da orada kildiktan sonra Zemzem
    suyunun yanina gitti ve kendisine sunulan bir bardak suyu içtikten sonra
    tekrar Mina'ya döndü. Rasûlüllah Mina'da geçirdigi
    tesrik günlerinde seytan taslama görevini yerine getirmis, bu arada çevresinde
    bulunan insanlara hutbeler irad buyurmustu.

    "Allah'in yardimi ve fetih geldigi ve insanlarin dalga dalga Allah'in
    dirine girdiklerini gördügün zaman Rabbini överek tesbih et.
    O'ndan magfiret dile. Çünkü o tevbeleri çok kabul
    edendir" (en-Nasr, 11I/1-3) mealindeki Nasr sûresinin nâzil
    oldugunu duyan Müslümanlara, hem yeni nâzil olan bu sûreyi
    okumus hem de kendilerine nasihat ettigi hutbelerinden birini irad buyurmustur.
    Bu hutbesinde de yine Müslümanlarin mal, can, namus emniyetinden
    bahseden Rasûlüllah insan haklarinin temelini olusturan bu üç
    hakki tekrar tekrar ümmetine hatirlatmisti. Degisik yer ve zamanda irade
    edilen bu hutbeler, tek bir hutbe seklinde bütünlestirilmistir.

    Hutbenin toplum hayatina getirdigi prensipler:

    Incelendigi zaman Veda Hutbe'sinde Peygamber (s.a.s)'in baslica su noktalara
    degindigi görülür:

    1- Her iste daima Allah'a hamd-ü sena etmek gerekir.

    2- Nefis, insani her zaman serre yöneltmek ister. Bu sebeple nefislerin
    ser-inden de Allah'a siginmak lâzimdir.

    3- Can, mal ve irz kutsaldir. Yasama hakki tabii bir haktir. Irz, seref,
    haysiyet, hürriyet ve mülkiyet saldiridan korunmus haklardir.

    4- Cahiliye gelenekleri kaldirilmistir. Insanlar alisa geldikleri kötü
    seyleri körü körüne yapmaktan vazgeçmelidirler.

    5- Faiz haramdir.

    6-Kan davasi gütmek haramdir.

    7- Emânetler yerlerine verilmelidir. Emânete hiyanet

    edilmemelidir.

    8- Küçük büyük önemli-önemsiz her iste
    seytana uymaktan sakinilmalidir.

    9- Kadinlarin ve erkeklerin karsilikli hak, vazife ve sorumluluklari vardir.
    Kadinlara nezâketle davranilacaktir.

    1I- Hem kadin hem de erkekler zinadan siddetle kaçinacaklardir.

    11- Köle ve hizmetçilere iyi davranilacaktir.

    12- Bütün Müslümanlar kardestir. Her türlü
    sinif farklari ve ayricaliklar kaldirilmistir. Üstünlük fazilet
    iledir.

    13- Zulümden sakinmak gerekir, halkin mali haksiz yere yenemez, birine
    ait bir sey sahibinin izni olmadikça baskasi için helâl
    olmaz.

    14- Müslümanlar birbirleriyle savasmaktan sakinacaklardir.

    15- Allah'in Kitâb'ina ve Peygamber'in sünnetine uyanlar asla
    sapikliga düsmezler.

    16- Islâm sadeliginden ayrilmamak, asiriliklara sapmamak gerekir.

    17-Hak Teâlâ'ya ibadet olunacak; bes vakit namaz kilinacak, oruç
    ayinda oruç tutulacak, Hz. Peygamber'in tavsiyelerine uyulacaktir.
    Bunlari hakkiyla yerine getirenlerin mükâfati cennettir.

    Kaynak: Islam tarihi

      Forum Saati Paz 19 Mayıs 2024, 19:34