WEP ARISI SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ



Join the forum, it's quick and easy

WEP ARISI SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ

WEP ARISI SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
WEP ARISI SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ

***Wep Arısı Arı Bir Sitedir. Wep Arısı Gerçek Düşünçeyi Yansıtan Sitedir***


    I. Mehmed

    ZonGiSi
    ZonGiSi


    Mesaj Sayısı : 173
    Points : 63015
    Reputation : 3
    Kayıt tarihi : 11/12/12
    Yaş : 45

    I. Mehmed  Empty I. Mehmed

    Mesaj tarafından ZonGiSi C.tesi 01 Haz. 2013, 14:19

    I. Mehmed

    Osmanlı padişahlarının beşincisi


    Saltanatı:
    1413-1421

    Babası:
    Yıldırım Bayezid- Annesi: Devlet Hatun

    Doğumu:
    1379 Vefatı: 26 Mayıs 1421


    I. Mehmed  1.mehmetOsmanlı
    Devleti’nin ikinci kurucusu. Babası Sultan Yıldırım Bayezid Han, annesi
    Germiyanoğlu Süleyman Şah’ın kızı Devlet Hatun’dur. Küçüklüğünden
    itibaren devrin en yüksek alimlerinden ders aldı. Din ve fen ilimlerini
    öğrendi. 1393′te devlet idaresinde tecrübe sahibi olmak üzere Amasya’ya
    sancak beyi tayin olundu.





    Çelebi Mehmet, Ankara savaşından sonra parçalanan Osmanlı topraklarını
    yeniden bir idare altında birleştirmek için fetret devrinde (1402-1413)
    kardeşleri Süleyman, İsa ve Musa Çelebiler ile mücadele etti. En son
    1413′te Çamurlu mevkiinde, Musa Çelebi kuvvetlerini bozguna uğrattıktan
    sonra, Edirne’de tahta çıktı. Böylece Osmanlı Devleti’ni karşılaştığı bu
    büyük bunalımdan kurtararak devletin birliğini sağlayan Çelebi Sultan
    Mehmet, ilk olarak elden çıkan toprakları geri almaya çalıştı.


    1414′te Anadolu üzerine yürüyerek Aydınoğlu Cüneyd beyin elinden
    Kayacık, Nif ve İzmir’i aldı. Karamanoğulları’na ait Konya’yı muhasara
    etti ise de İkinci Mehmet’in af dilemesi ve tabiiyetini arz etmesi
    üzerine barış yapıldı. Ancak Karamanoğlu’nun sözünde durmaması üzerine
    Sultan Mehmet, Şehri ikinci defa kuşatarak zaptetti (1415). Daha sonra
    yapılan antlaşmayla Konya’yı Karamanoğulları’na bırakan Sultan,
    Beypazarı, Sivrihisar, Akşehir, Yalvaç ve Beyşehir kalelerini ülkesine
    kattı.




    Bundan sonra, evvelce Musa Çelebi ile birleşerek kendisine karşı hareket
    eden ve vergisini de göndermeyen Eflak beyi Mirça üzerine yürüyen
    Sultan, onu Yer-Göğü’de mağlup etti. Mirça, üç yıllık vergisini ödediği
    gibi, oğlunu da rehin olarak bıraktı. Rumeli’den dönüşünde
    Candaroğulları üzerine yürüdü. Tosya, Çankırı ve Kalecik’i ele geçirdi.
    1416 ve 1420′de ilk defa Tuna ırmağının kuzeyine geçerek Basarabya’ya
    girdi.


    Çelebi Mehmet devrinin en önemli iç hadisesi Şeyh Mahmut Bedrettin
    isyanıdır. İslam’a uymayan sapık fikirlerini halk arasında yayan Şeyh
    Bedrettin’in çıkardığı isyan kısa sürede Karaburun’dan Amasya’ya kadar
    yayıldı. Ancak ülkeye tek başına hakim olduğu günden beri Şeyh
    Bedrettin’in hareketlerini dikkatle takip eden Sultan, Şeyhin ve
    taraftarlarının başlattığı bu ayaklanmayı zamanında bastırmaya muvaffak
    oldu. Yakalanan Şeyh Bedrettin İslam alimlerinin fetvası üzerine idam
    edildi.




    Aynı yıl Rumeli’de taht mücadelesine giren ve Düzmece Mustafa olarak da
    bilinen kardeşi Mustafa Çelebi’yi yenilgiye uğrattı. Mustafa Çelebi
    kaçarak Bizans imparatoruna sığındı. Bu olaydan kısa bir müddet sonra
    Sultan, Edirne’de avlanırken rahatsızlandı ve çok geçmeden de 26 Mayıs
    1421′de vefat etti. Naşı Bursa’ya getirilerek Yeşil Türbe’ye defnedildi.




    Osmanlı Devleti’nin ikinci kurucusu kabul edilen Çelebi Mehmet, sabırlı,
    azim ve irade sahibi, sözüne ve vaadine sadık, vakur bir hükümdar idi.
    Sekiz yıllık saltanatını Allhü tealanın dinine hizmet etmek ve yolunu
    yaymak için kuvvetli bir devlet kurmaya feda etti. Küçük ve büyük yirmi
    dört muharebede bulunarak kırka yakın yara aldı. İçte ve dışta daimi
    olarak din ve devlet düşmanlarıyla mücadele halinde iken yazdığı bir
    şiiri:




    “Cihan hasm olsa, Hakk’tan nusret iste!




    Erenlerden dua vü himmet iste!”




    beytiyle başlamaktadır.




    Çelebi Mehmet, memleketindeki refahtan diğer müslümanlara da pay vermek,
    Resul-i Ekrem’in mübarek komşularının dualarını almak için her sene
    onlara hediyeler gönderme adetini başlattı. Sürre alayı adı verilen bir
    heyetle gönderilen hediyeler, Mekke ve Medine’deki mübarek yerlerin
    tamir ve bakımı ile fakirlerin yiyecek ve giyecekleri için sarf
    edilirdi.




    Memleketin imarına büyük önem veren Sultan, Bursa’da Yeşil Türbe ile bir
    cami, medrese ve imaret, Edirne’de bir cami ve bedesten, Amasya’da da
    oğlu Kasım için bir türbe yaptırmıştır.

      Forum Saati Paz 19 Mayıs 2024, 16:13