II.Murat Dönemi Yapılan Yenilikler
Sultan İkinci Murad, soyunun Kayı boyuna
mensubiyetini göstermek için, sikkelerine, Kayı boyuna ait iki ok ve bir
yaydan müteşekkil damgayı koydurmuştur. Sonraki padişahların
bastırdıkları sikkelerde görülmeyen Kayı damgası, Kanunî’ye kadar
çeşitli eşya ve silâhlar üzerine konulmasına devam edilmiştir.
kültürel alanda
''Hemen bütün ömrünü gaza meydanlarında geçirdiği halde, imar işlerine
ehemmiyet verip çok eser bıraktığı için Ebü’l-Hayrat diye anıldı. Bursa,
Edirne ve başka şehirlerde, yoksullar için imaret ve ulema için medrese
yaptırdı. Edirne’de darülhadis ve buna gelir olarak Tahtakale Hamamı,
Alacahamam ve Üç Şerefli Camiini yaptırıp, bunları bir çok vakıflarla
destekledi. Bursa’da Muradiye semtinde cami, medrese ve imaret yaptırdı.
Edirne’de Ergene civarında bir köprü yaptırıp, Uzunköprü kasabasını
kurdu. Selanik ve İpsala’da da camiler inşa ettirdi. Her yıl Kudüs,
Halil-ür-Rahman, Mekke-i mükerreme ve Medine-i münevvere yoksulları için
otuz beş bin altın gönderirdi. Ankara bölgesinde Balıkhisarı adlı büyük
bir subaşılığın köylerini Mekke yoksullarına vakfetmişti. Bulunduğu
şehirde, her yıl on bin altını kendi eliyle seyyidlere paylaştırırdı.
Tebaasının hakkına ziyadesiyle riayet eder, kul hakkından pek sakınırdı.
Babası Çelebi Sultan Mehmed Handan kalma, Mekke-i mükerreme ve Medine-i
münevvere fakirlerine, Resul-i ekrem efendimizin (sallallahü aleyhi ve
sellem) komşularına hediye gönderme adetini devam ettirdi.Devrinde
görülen geniş tabanlı bu kültür faaliyeti, sonraki asırlara da temel
teşkil etmiştir.''
Sultan İkinci Murad, soyunun Kayı boyuna
mensubiyetini göstermek için, sikkelerine, Kayı boyuna ait iki ok ve bir
yaydan müteşekkil damgayı koydurmuştur. Sonraki padişahların
bastırdıkları sikkelerde görülmeyen Kayı damgası, Kanunî’ye kadar
çeşitli eşya ve silâhlar üzerine konulmasına devam edilmiştir.
kültürel alanda
''Hemen bütün ömrünü gaza meydanlarında geçirdiği halde, imar işlerine
ehemmiyet verip çok eser bıraktığı için Ebü’l-Hayrat diye anıldı. Bursa,
Edirne ve başka şehirlerde, yoksullar için imaret ve ulema için medrese
yaptırdı. Edirne’de darülhadis ve buna gelir olarak Tahtakale Hamamı,
Alacahamam ve Üç Şerefli Camiini yaptırıp, bunları bir çok vakıflarla
destekledi. Bursa’da Muradiye semtinde cami, medrese ve imaret yaptırdı.
Edirne’de Ergene civarında bir köprü yaptırıp, Uzunköprü kasabasını
kurdu. Selanik ve İpsala’da da camiler inşa ettirdi. Her yıl Kudüs,
Halil-ür-Rahman, Mekke-i mükerreme ve Medine-i münevvere yoksulları için
otuz beş bin altın gönderirdi. Ankara bölgesinde Balıkhisarı adlı büyük
bir subaşılığın köylerini Mekke yoksullarına vakfetmişti. Bulunduğu
şehirde, her yıl on bin altını kendi eliyle seyyidlere paylaştırırdı.
Tebaasının hakkına ziyadesiyle riayet eder, kul hakkından pek sakınırdı.
Babası Çelebi Sultan Mehmed Handan kalma, Mekke-i mükerreme ve Medine-i
münevvere fakirlerine, Resul-i ekrem efendimizin (sallallahü aleyhi ve
sellem) komşularına hediye gönderme adetini devam ettirdi.Devrinde
görülen geniş tabanlı bu kültür faaliyeti, sonraki asırlara da temel
teşkil etmiştir.''